top of page

Dhafer Youssef

Doğunun Ruhunu Cazla Buluşturan Ud Ustası

  • Spotify
  • Instagram
  • Youtube

Kalıplara sığmayan, ezber bozan tarzıyla udu, geleneksel sınırlarından özgürleştirerek cazın evrenine taşıyan Tunuslu ud virtüözü, vokalist ve besteci Dhafer Youssef, müziğinde modern tınılarla kadim olanı, doğu ile batıyı bir araya getiriyor. 


Kendisini belli bir türe hapsetmeyen, müziği, kulağa olduğu kadar ruha da hitap eden Youssef, çağdaş müziğin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul ediliyor. 


Cazdan elektroniğe, rocktan, Türk ve Asya müziğine uzanan geniş bir yelpazede çalışan sanatçı, bu türler arasında ustaca geçişler yaparak, udun evrensel bir ses haline gelmesine katkı sunuyor.

DSC02723.jpg
Group.png

Kökenler ve İlk Yıllar

​​

19 Kasım 1967’de Tunus’un Teboulba adlı küçük bir balıkçı kasabasında doğan Dhafer Youssef, mütevazı bir ailede, nesiller boyu müezzinlik yapan bir soyun devamı olarak dünyaya geldi. Vokal yeteneği, bir aile geleneği ve aynı zamanda bir miras niteliğindeydi.

Henüz çok küçük yaşlardayken, dedesi onu Kuran tilavetiyle tanıştırdı. Bu süreçte sesinin potansiyelini keşfetti ve annesinin radyosundan çalan şarkıları söyleyerek müzikle olan ilk bağlarını kurdu.

Annesinin mutfağı, onun ilk “deney laboratuvarı” oldu. Altı yaşında, köydeki hamamda sesinin yankısını keşfettiğinde ise müziğin büyüsüne kapıldı. Bu, hayatı boyunca taşıyacağı bir keşifti.

Güzel sesinden etkilenen mahalle müezzini, ona camide ezan okuma teklifinde bulundu. Ucuz bir plastik mikrofonla minareden yükselen bu ilk “canlı performansı”, bugün hâlâ hafızasında canlı bir anı olarak yerini koruyor.

Bir süre sonra yerel bir dini müzik topluluğuna katıldı. Ardından, Teboulba gençlik merkezinde yeni bir “oyuncağı” keşfetti: Ud.

Aynı zamanda elektrik basla da burada tanıştı ve genel anlamda "groove" kavramını burada içselleştirdi. Bu yetenekleri sayesinde, Mesbah Souli tarafından Tunus Ulusal Topluluğu’na seçildi.

 

Yeni ufuklar keşfetme arzusu onu başkent Tunus’a götürdü. Nahj Zarkoun’daki müzik konservatuvarına kaydoldu ancak eğitimin niteliğinden tatmin olmayarak Avusturya’nın Viyana şehrine taşınmaya karar verdi.

Viyana Yılları

Yeni Ufuklar//

​​

Viyana’da çokkültürlü ortamın sunduğu yaratıcı zenginlik, ona yepyeni kapılar açtı. Müzikoloji eğitimi alsa da akademik yaklaşımların kendisine göre olmadığını kısa sürede fark etti. Caza ve Hint müziği gibi farklı türlere duyduğu ilgi onu barlarda, kulüplerde sayısız caz jammine taşıdı. Bu süreçte, Avusturyalı perküsyoncu Gerhard Reiter ile birlikte ilk grubu Zeryab’ı kurdu.

1996 yılında ilk demosu Musafir (Arapça’da “yolcu”) doğdu. Anton Burger, Achim Tang, Jatinder Thakur ve Otto Leichner ile yaptığı bu sıra dışı kayıt, Viyana’daki ünlü caz kulübü Porgy & Bess’te sahnelendi. İlk gecedeki başarının ardından, kulüp ona düzenli konserlerden oluşan bir Carte Blanche sundu. Burada, sonrasında uzun yıllar birlikte çalışacağı Fransız-Vietnamlı gitarist Nguyên Lê ile tanıştı. İtalyan trompetçi Paolo Fresu ile kurduğu dostluk ise onu Avrupa turnelerine taşıdı.

Group2.png

Albümler

Malak.jpg
Electric-Sufi.jpg
Digital-Prophecy.jpg
divineShadows.jpeg
abuNawasRhapsody.jpeg

Malak (1999)

İlk albümü Malak, Enja Records etiketiyle 1999’da yayımlandı. Avrupa caz yapıları ile Akdeniz’in kendine has ritimleri bu albümde bir araya geldi. Sanatsal kimliğini ortaya koyan bu çalışma, eleştirmenlerden övgüler aldı ve Youssef’i uluslararası sahneye taşıdı.

Electric Sufi (2001)

2001’de, caz ile elektronik müziği buluşturduğu Electric Sufi albümünü yayımladı. Wolfgang Muthspiel, Markus Stockhausen, Deepak Ram gibi müzisyenlerle çalışan Youssef, bu projede sesini bir enstrüman gibi kullanmaya başladı. Bu albümle birlikte özgün müzikal imzası daha da netleşti.

Digital Prophecy (2003)

2003’te yayımlanan Digital Prophecy, elektronik sesler ile ud arasında organik bir bağ kurduğu bir başka dönüm noktasıydı. Nils Petter Molvaer, Bugge Wesseltoft ve Eivind Aarset gibi İskandinav caz sahnesinin güçlü isimleriyle kurduğu uyum dikkat çekiciydi. Bu albümle BBC World Music Ödülleri’ne iki kez aday gösterildi.

Divine Shadows (2006)

Ud ile elektronik müziğin sıra dışı buluşmalarından sonra Dhafer Youssef, bu kez yaratıcı evrenine daha fazla telli çalgı katmayı hedefledi. Bu sıradışı denklem, 2006 yılında yayımlanan dördüncü albümü Divine Shadows ile hayat buldu. Albüm, etkileyici ve derinlemesine bir ses dünyası sunarken, ruhani bir boyutu da güçlü bir biçimde ortaya koydu – üstelik klişelere düşmeden.
Bu albümde Arve Henriksen ve Marilyn Mazur’un eşsiz katkıları dikkat çekerken, Youssef’in sadık müzikal yol arkadaşları Eivind Aarset, Audun Erlien ve Rune Arnesen yine onunla birlikteydi. Divine Shadows, Youssef’e 2006 yılında üçüncü kez BBC World Music Ödülleri adaylığı getirdi.

Abu Nawas Rhapsody (2010)

Sufi filozoflar ve şairler, kariyerinin başından bu yana Dhafer Youssef’in ilham kaynaklarından biri oldu. 13. yüzyıl İranlı şairi, gelenekçi bir toplumda şarap üzerine yazdığı övgülerle tanınan Ebu Nüvas’tan ilhamla, 2010 yılında beşinci albümü Abu Nawas Rhapsody’yi yayımladı.
Bu albüm, kutsal olanla dünyevi olan arasındaki sınırları kaldırmayı amaçlıyordu. Piyanoda Tigran Hamasyan, davulda Mark Guiliana ve kontrbasta Chris Jennings ile birlikte çalışan ud ustası, caz köklerine geri döndü. Enstrümanların güçlü birleşimi içinde Youssef’in sesi zarif bir şekilde yer aldı. Sanatsal kimliğinden ödün vermeden, türlerin ötesine geçmeyi başardı.

Yan Projeler ve İşbirlikler

​​
Kariyerinin başından bu yana yenilik arayışını hiç bırakmayan Dhafer Youssef, farklı kültürlerden müzisyenlerle üretmeyi sürdürdü. Hindistan, Norveç, Ermenistan, Türkiye, Avusturya, ABD ve Mali’den müzisyenlerle yaptığı işbirlikleri, onun müzikal dünyasını zenginleştirdi.


Bu kapsamda Laurent Garnier ile kayıt yaptı, Zakir Hussain ve L. Subramaniam ile Hindistan’da turneye çıktı, Dave Holland ve Paolo Fresu ile düetler gerçekleştirdi. Bugge Wesseltoft ve Bill Laswell gibi isimlerle sahne aldı.


Bu projeler sadece yeni seslerin oluşmasına değil, müzik ötesi dostlukların da doğmasına olanak tanıdı.
Youssef’in yeteneği film müziklerine de uzanıyor. 2011 yılında, efsanevi besteci James Horner tarafından bestelenen Black Gold filminin müziklerinde gösterdiği performans büyük övgü topladı. 2012’de The Amazing Spider-Man, 2014’te ise Dave McKean’in Luna filmi ve Ridley Scott’ın Exodus: Gods and Kings filmi için müzikler besteledi.

Group 3.png

Albümler

birdsRequiem.jpeg

Birds Requiem (2013)

2013 yılında yayımlanan yedinci albüm Birds Requiem, adeta bir film müziği gibi yapılandırıldı. Youssef’in yaşamında bir dönüm noktasına denk gelen bu dönemde, albüm kişisel bir ifade alanı haline geldi.
Vokalinin Hüsnü Şenlendirici’nin klarneti ve Aytaç Doğan’ın kanunu ile buluştuğu bu projede, Eivind Aarset (gitar), Nils Petter Molvaer (trompet), Kristjan Randalu (piyano), Phil Donkin (bas) ve Chander Sardjoe (davul) da onunla birlikteydi.
100.000’in üzerinde satış başarısı elde eden Birds Requiem, DownBeat Magazine tarafından “Yılın En İyi 10 Caz Albümünden Biri” seçildi. Youssef ise “En İyi 20 Erkek Vokalist” arasında gösterildi. Eleştirmenlerden tam not alan albüm, Londra Senfoni Orkestrası da dahil olmak üzere farklı orkestralarla gerçekleşen büyük bir dünya turnesiyle taçlandı.
2015 yılında Uluslararası Caz Günü kapsamında düzenlenen All-Star Global Concert’e davet edilen Dhafer Youssef, bu önemli etkinlikte sahne alarak yeteneğini bir kez daha tüm dünyaya gösterdi. Bu davet, onun müziğe katkılarının bir göstergesi olarak değerlendirildi.
Artık o, “udun en yenilikçi icracısı” olarak anılıyordu.

Diwan-of-beauty-and-odd.jpg

Diwan of Beauty and Odd (2016)

Dhafer Youssef’in müzikal yolculuğu, onu 2016 yılında kariyerinin başlarında birkaç yıl yaşamış olduğu ve çok sevdiği bir şehir olan New York’a geri götürdü. Bu enerjik şehirde, o yılın en çok merakla beklenen albümlerinden birinin temelleri atıldı.
Diwan of Beauty and Odd, New York caz sahnesinin en seçkin müzisyenleriyle birlikte, efsanevi Sear Sound Stüdyosu’nda kaydedildi:
•    Piyanoda Aaron Parks,
•    Bas gitarda Ben Williams,
•    Davulda Mark Guiliana,
•    Trompette Ambrose Akinmusire.
Albümde yer alan 11 parça, güzellik ve tuhaflık gibi cazip ikilikleri keşfe çıkar. Dhafer Youssef, türleri ve ölçülerin sınırlarını aşma konusundaki olağanüstü yeteneğiyle, alışılmadık (tekil) ritim yapılarını müzikal olarak anlaşılır ve zarif bir forma dönüştürür.
Diwan of Beauty and Odd, geleneksel Doğu müziğini New York’un “kentsel groove” dokusuyla harmanlayan, teknik açıdan karmaşık ama dinleyiciye hitap eden bir albüm olarak öne çıkar.

unnamed-1.png

Sounds of Mirrors (2018)

Dhafer Youssef’in sekizinci stüdyo albümü Sounds of Mirrors, 2018 yılında yayımlandı. Orta Doğu ve Güneybatı Asya müziklerinin makamları ve ritimleri, bu albümde yankılanarak iç içe geçer.
Albüm ilk olarak usta tabla virtüözü Zakir Hussain’i onurlandırmak amacıyla tasarlandı. Hussain’in perküsyonlarındaki tok sesler ve tınılar, albüme hem bir aciliyet hem de güçlü bir dinamizm kazandırır.
Türk klarnetçi Hüsnü Şenlendirici, mikrotunal dokunuşlarıyla melodik akışı zenginleştirir ve Youssef’in vokal çizgileriyle doğal bir uyum yakalar.
Norveçli gitarist Eivind Aarset, ritim ile melodiyi birbirine bağlayarak sentetik dokular ve ses katmanları ile albümün dengeli yapısını tamamlar.
Sounds of Mirrors, dünya çapında büyük bir başarı elde etti ve yayımlanmasının ardından Youssef, bir kez daha kapsamlı bir dünya turnesine çıktı.

Street-of-Minarets-scaled.jpg

Street of Minarets

Bazı albümler kendiliğinden doğar; anlık ilhamlarla ya da rastgele provalar sırasında ortaya çıkar. Bazı albümler ise tıpkı yıllanmış şarap gibi zamanla olgunlaşmayı bekler ve zamana teslim olur.
Dhafer Youssef’in 9. albümü Street of Minarets, işte tam da böyle bir sürecin ürünü.
2018 yılında yayımlanan Sounds of Mirrors albümünü bestelemek Dhafer Youssef için oldukça doğal ve içgüdüsel bir süreçti. O albümde kendi özgün müzikal imzasını, Hint müziğiyle harmanlamıştı. 
Ancak Street of Minarets, çok daha fazla sorgulama ve yoğun bir emek gerektirdi. 
Bu albüm, beş yıl süren bir iç yolculuğun ve titiz bir çalışmanın sonucu olarak doğdu.

VIDEO
Frankfurt Radio Big Band//

bottom of page